500 Days of Summer.
This is not a love story. This is a story about love.
“Bu bir aşk hikayesi deği. Aşk hakkında bir hikaye.”
Filmin posterinde de yer alan bu iki cümlenin
filmi en iyi şekilde tanımladığını düşünüyorum. Yönetmenliğini Marc Webb’in
yaptığı başrollerinde Joseph Gordon-Levitt ve Zooey Deschanel olduğu
romantik/dram filminin; unutulmaz, kalpleri fesheden, herkesin imrenerek
izlediği aşk filmlerinden daha gerçekçi bir tutumu var. Bu gerçekçilik filmin
başında “İzleyeceğiniz şey kurgudan ibarettir, biriyle olan herhangi bir
benzerlik görürseniz tamamen tesadüftür. Özellikle de seninle Jenny Beckman.”
sözüyle de daha bir anlam kazanıyor. Filmin senaristi Scott Neustadter bir
röportajında 2002 senesinde yaşadığı bir ilişkiden ilham aldığını söylemiştir.
Hazır senaryodan bahsetmişken filme küçük bir göz atabiliriz. Türkçeye Aşkın
500 Günü olarak çevrilen film Tom Hansen isimli bir çocuğun Summer isimli bir
kızla olan ilişkisini anlatıyor. Bir araya gelmeler, aynı noktada buluşmalar ve
o noktalardan ayrılmalar. Summer ve Tom’un aşk anlayışının ne kadar farklı
olduğunu görüyoruz. Summer aşka inanmayan ve ciddi bir ilişki istemeyen
biriyken Tom bunun tam tersi. Summer arkadaş kalmayı önerirken Tom bu ilişkiye
ciddiyet kazandırmayı, daha doğrusu, birçok insan gibi Summer’dan kendisine
karşı bir bağlıllık ve sabah kalktığında Summer’ın hala onunla olacağını
bildiği bir güvence istiyor. Summer ile ayrıldıkları nokta burada başlıyor,
Summer aşka, Tom’un aksine, inanmayan biri olarak duyguların bir gün ansızın
insanın içinden toplanıp gideceğine inanıyor. Filmin en başında iki karakterin
de hayatlarının gösterildiği kısa bir sahne mevcut. Aynı anda Summer ve Tom’un
karakterline ve hayatlarını görebiliyoruz. Bu sahnede, ikisinin de onlar
küçükken anne ve babasının ayrıldığını görüyoruz. Summer’ın bu olayı daha
farklı yorumlayarak dışarıya karşı bir duvar ördüğünü ve hayatında güven problemi
oluştuğunu düşünüyorum. Aynı olayları yaşasalar da aynı ilişki içinde
bulunsalar da ikisi de her şeyi kendilerine göre yorumladılar. Summer Tom’a en
başında ciddi bir şey istemediğini belirtmiş olsa da beraber geçirdikleri zaman
ve bu zaman zarfında yaşadıkları yakınlaşmalar Tom’un ismini koydukları bir
ilişki istemesine neden olur. Aralarındaki boşluğu, mesafeyi gördüğümüz birçok
sahne var ama benim en sevdiğim sinemada film izlerken Summer’ın ağladığı
sahne.
Filmin isminde geçen “500 gün” farklı zaman
akışıyla anlatılmış. İzlerken kendimizi bir anda sekiz, on bir sonra otuz daha
sonra iki yüz ellinci günde buluyoruz. Böylelikle ikisinin ilişkilerinde nasıl
evrelerden geçtiklerini, duygularını ve zamanla aralarınaki bağın nasıl
değiştiğini görmüş oluyoruz. Aynı mekanda önceden beraber gülerken daha sonra
nasıl gülmediklerini görüyoruz ve en sonunda Summer’ın ilişkiyi bitirmek
isteyişini...Uzun bir aradan sonra karşılaştıklarında ise Tom’un Summer’a
yeniden kapılıyor, ya da duyguları hiç değişmedi, ona karşı beklentileri
oluşuyor. Hepimizin aşktan beklediği bir şeyler vardır. Kafamızda dönen
senaryolar, kavvuşmalar ve romantik anlar. Vazgeçmeden hayal ettiğimiz ve aşkın
peşinden koştuğumuz birçok an vardır. Tom’da bu anları tadıyor, büyük bir
umutla..
Bu kısımda ekranı bir film şeridi şeklinde
ikiye bölerek iki adet gelecek gösteriliyor: Gerçek ve Beklenen. Bu kısmın
nasıl sonuçlandığını size bırakıyorum. Tom ya da Summer’dan nefret edebilir
ikisinden birini sevmeyebilirsiniz veyahut benim gibi ikisi için de özel bir
yeriniz olabilir. Bundan bağımsız fark edeceksiniz ki Tom ya da Summer gerçek
hayattaki bizleriz. Biz, sevdiğimiz insan ya da tanıdığımız biri... ama illa ki
hayatınızda böyle birini tanımışssınızdır. Ek olarak Tom ve Summer’ın
hikayesinden başka Tom’un iki yakın erkek arkadaşının da ilişkilerini
görüyoruz. Aşkın, ilişkilerin kişiden kişiye nasıl değiştiğini her insanın bunu
ne kafar farklı yaşadığını görüyoruz. Çok yanımız yanmış, fazlasıyla zararlı
çıkmış ve Tom gibi sevgilileri görünce onlara sinirleniyor olabiliriz ama aşk
hayatın içinde kendine göre ilerliyor. Mevsimler gibi; ilkbahar, Summer,
sonbahar, kış...Yazdan sonra sonbahar geldiği gibi Summer’dan sonra da Autumn
gelir belki? Kim bilir?
rosie



izlensin ✌🏻
YanıtlaSil