Başka türlü bir hayatın hayali bu hayatın gerçeğini ayaklar altına alıyor. Üst üste atılmış battaniyelerin altında derin bir uykudayım. Tekrar uyanmak istemediğimi bildiğim için kendimi uyutuyorum. Yüzyıl daha uyuyacak gibiyim. Ara sıra içeriden sesler duyuyorum, sesler beni korkutuyor, uyanacağım diye çok korkuyorum. Tek korkum bu değil ama uyanmaktan daha çok korkuyorum çünkü o zaman bir şey yapmam gerekir. En basitinden kalkıp bir şeyler yemem lazım çünkü çok uzun zamandır uyuyorum. İçimde ne su ne yemek var. Yine de açlık hissetmiyorum, tek hissedebildiğim korku ve bıkkınlık. Kulaklarımı bütün seslere kapattım. Tek gördüğüm şey içinde bir sürü insanın olduğu karışık rüyalarım. Onlar da olmasa sadece kendimle baş başa kalacağım. Gri bir sessizlik içinde kalacağım. Beyaz değil gri çünkü önceki seslilik hali ne kulaklarımdan ne de beynimden siliniyor, hala duymaya devam ediyorum. Unutamıyorum. Belki de unutmamam lazım. Eğer kendimle tamamen baş başa kalırsam gerçekte...